3 Temmuz 2010 Cumartesi
Baba ile Oğlu Arasında İki Mektup
Kardeşi Şehzade Selim’e karşı başlattığı mücadeleyi kaybedip 1560’ta oğulları Orhan, Osman, Mahmud ve Abdullah’ı da yanına alarak İran’a sığınan Şehzade Bayezid babasından af dilemek için, ona bir manzum mektup yazar. Şehzadenin mütekerrir murabba şeklinde nazmettiği mektuba babası Kanuni de aynı vezin ve kafiyede bir mektupla yanıt vermiş. Kısa bir süre sonra kendi ve dört günahsız çocuğu ile idam edilen şehzadeden, babasının elinde belki son hatıra olarak aşağıdaki mısralar kalmıştı:
Şehzâde Bâyezid’in Pederleri Kânûnî Sultân Süleymân Han Hazretlerine İrsâl Eyledikleri Tazarru’-nâmedir. (Şehzade Bayezid’in, Babası Sultan Süleyman Han Hazretleri’ne Gönderdiği Yakarı Şiiridir)
Ey ser-â-ser âleme Sultân Süleymânım baba
Tende cânım cânımın içinde cânânım baba
Bâyezîdine kıyar mısın benim cânım baba
Bî-günâhım hak bilir devletli sultânım baba
Enbiyâ ser-defteri yani ki âdem hakıkıçün
Hem Dahî Mûsâ ile Îsa-yı Meryem hakkıçün
Kâ’inatın serveri ol rûh-ı a’zam hakkıçün
Bî-günâhım hak bilir devletli sultânım baba
Sanki Mecnûnum bana dağlar başı oldu durak
Ayrılıp bil-cümle mâl ü mülkten düştüm ırak
Dökerim göz yaşını vâ hasretâ dâl el-firâk
Bî-günâhım hak bilir devletli sultânım baba
Kim sana ‘arz eyleye hâlim eyâ şâh-i kerîm
Andan kardaşlarımdan ayrılıp kaldım yetîm
Yok benim bir zerre isyânım sana Haktır ‘alîm
Bî-günâhım hak bilir devletli sultânım baba
Bir nice ma’sûmum olduğum şehâ bilmez misin
Onların kanına girmekten hazer kızmaz mısın
Yoksa ben kulunla Hak dergâhına varmaz mısın
Bî-günâhım hak bilir devletli sultânım baba
Hak Te’âlâ kim cihânın şâhı etmiştir seni
Öldürüp ben kulunu güldürme şâhım düşmanı
Gözlerim nûru oğullarımdan ayırma beni
Bî-günâhım hak bilir devletli sultânım baba
Tutalım iki elim baştan başa kanda ola
Bu meseldir söylenir kim kul günâh etse n’ola
Bâyezîdin suçunu bağışla kıyma bu kula
Bî-günâhım hak bilir devletli sultânım baba
Pederleri Kânûnî Sultân Süleymân Han Hazretlerinin Cevâbı (Babası Kanuni Sultan Süleyman Han Hazretlerinin Cevabı)
Ey dem-â-dem mazhar-i tugyân ü isyânum oğul
Takmayan boynuna hergiz tavk-i fermânım oğul
Ben kıyar mıydım sana ey Bâyezid Han’ım oğul
Bî-günâhım deme bâri tövbe kıl cânım oğul
Enbiyâ vü evliyâ ervâh-i a’zem hakkıçün
Nûh ü İbrahim ü Mûsa ibni Meryem hakkıçün
Hatm-i âsâr-i nübüvvet Fahrî ‘Âlem hakkıçün
Bî-günâhım deme bâri tövbe kıl cânım oğul
Âdem adın etmeyen Mecnûna sahrâlar durak
Kurb-i tâ’atden kaçanlar dâima düşer ırak
Tan değildir der isen vâ hasretâ dâd el-firâk
Bî-günâhım deme bâri tövbe kıl cânım oğul
Neş’et-i Haktır übüvvet râm olan olur kerîm
“Lâ tekul üf” kavlini inkâr eden kalır yetîm
Tâ’ate isyâna ‘âlimdir Hudâvend-i Kerîm
Bî-günâhım deme bâri tövbe kıl cânım oğul
Rahm ü şefkat zîb-i îmân olduğun bilmez misin
Yâ dem-i ma’sûm dökmekten hazer kılmaz mısın
‘Abd-i âzâd ile Hak dergâhına varmaz mısın
Bî-günâhım deme bâri tövbe kıl cânım oğul
Hak re’âyâ-yı mutî’e râ’î etmiştir beni
İsterim mağlûb edem agnâma zi’b-i düşmeni
Hâşe-lilleh öldürürsem bî-günâh nâgâh seni
Bî-günâhım deme bâri tövbe kıl cânım oğul
Tutalım iki elin baştan başa kanda ola
Çünkü istigfâr edersin biz de ‘afv etsek n’ola
Bâyezîd’in suçunu bağışlaram gelsen yola
Bî-günâhım deme bâri tövbe kıl cânım oğul
Kaynak: Osmanlı Şiiri Antolojisi, A. A. Şentürk.
Not: 16. yy. dil özellikleri taşıyan bu metindeki çekim ekleri günümüz Türkçesindeki kullanımlarıyla değiştirilmiştir. Kimileri yadırgarsa da, blog'daki seçmimiz böyle oldu. Bu yol seçilmeseydi, örneğin ilk şiirin mükerrer mısraı "Bî-günâhum hak bilür devletlü sultânum baba" şeklinde olacaktı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder