
Dünya sanatının ilk devrimcisi Caravaggio. Sanatçılar arasında birey olabilen ilk insan. Birey olma meselesi önemli. Oscar Wilde, dünyada birey olabilmiş ilk insan olarak İsa'yı gösterir. Aslolan onun romantizmidir, saflığı ve inandığı şeyler uğruna verdiği mücadelesi, sonunda da bir insan olarak kaybedip, bir ruh olarak kazanmasıdır. Caravaggio da öyledir. Romantiktir, inandığı şeyler uğruna savaşmıştır, dışlanmış, yılmamıştır. Özel hayatında da kavgacıdır, sanatında da.
Onun hikâyesini uzun uzun dinlemek, dilimin yettiğince anlatmak isterim. Çirkinliği resme sokmuş adamdır Caravaggio, çirkinden utanmamak gerektğini söylemiştir. Hâlâ ve hâlâ sanatın bunun üzerinden geliştiğini de görüyoruz. küçük İskender'in çıkışı çok yerde bununla alakalıdır. Sinemadaki yeni gerçekçilik akımı ve 2000 sonrasında Zeki Demirkubuz'un, Nuri Bilge'nin çıkışını da bunla açıklayabiliriz çoğunlukla. A Serbian Film gibi bir filmin üzerine gittiği de nokta da budur. Çirkinlik.
Dinle ilgili olan her şeyin kusursuz çizildiği, azizlerin, peygamlerlerin sadece güzel, kibar, zengin çizildiği dönemlerdedir devrimciliği Caravaggio'nun. O, azizlerin hepsini birer işçi gibi çizmiştir. Kırışmış alınları, kutsal kitabı yazarken, defteri kalemi kaba, acemi, tedirgin bir biçimde tutuşuyla çizmiştir. Sonra yırtık ya da eskimiş giysileri, hayatın zorluklarının, yüzlerinde bıraktığı izlerle. Bu çok ters gelir tabii ki kiliseye.


Caravaggio'yu benden değil de bir sanat tarihçisinden okumak daha sağlıklı olacaktır. Onun yaşamını da ayrıca değerlendirmek gerekir. Sanata bu kadar dahil edilebilecek bir yaşam az bulunur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder