18 Kasım 2010 Perşembe

Caravaggio




Dünya sanatının ilk devrimcisi Caravaggio. Sanatçılar arasında birey olabilen ilk insan. Birey olma meselesi önemli. Oscar Wilde, dünyada birey olabilmiş ilk insan olarak İsa'yı gösterir. Aslolan onun romantizmidir, saflığı ve inandığı şeyler uğruna verdiği mücadelesi, sonunda da bir insan olarak kaybedip, bir ruh olarak kazanmasıdır. Caravaggio da öyledir. Romantiktir, inandığı şeyler uğruna savaşmıştır, dışlanmış, yılmamıştır. Özel hayatında da kavgacıdır, sanatında da.

Onun hikâyesini uzun uzun dinlemek, dilimin yettiğince anlatmak isterim. Çirkinliği resme sokmuş adamdır Caravaggio, çirkinden utanmamak gerektğini söylemiştir. Hâlâ ve hâlâ sanatın bunun üzerinden geliştiğini de görüyoruz. küçük İskender'in çıkışı çok yerde bununla alakalıdır. Sinemadaki yeni gerçekçilik akımı ve 2000 sonrasında Zeki Demirkubuz'un, Nuri Bilge'nin çıkışını da bunla açıklayabiliriz çoğunlukla. A Serbian Film gibi bir filmin üzerine gittiği de nokta da budur. Çirkinlik.

Dinle ilgili olan her şeyin kusursuz çizildiği, azizlerin, peygamlerlerin sadece güzel, kibar, zengin çizildiği dönemlerdedir devrimciliği Caravaggio'nun. O, azizlerin hepsini birer işçi gibi çizmiştir. Kırışmış alınları, kutsal kitabı yazarken, defteri kalemi kaba, acemi, tedirgin bir biçimde tutuşuyla çizmiştir. Sonra yırtık ya da eskimiş giysileri, hayatın zorluklarının, yüzlerinde bıraktığı izlerle. Bu çok ters gelir tabii ki kiliseye.

Bu çalışma reddedilir kilise tarafından. Tabloda Matta'nın vahiy yazdığı bir ân resmediliyor. Görüldüğü gibi, bir işçi olan Matta elindeki defteri kaba biçimde kavramış, sıradan bir giysiyle sandalyede oturuyor. Bu tablo reddedilince bir ikincisini çizer Caravaggio:

Bu ikinci tablo tam anlamıyla klasik, klasik sanata göre mükemmeldir elbette, ancak Caravaggio'nun istediği bu değildir. Ondaki mükemmelik Valezquez'deki gibi donuk ve sıkıcı bir mükemmellik değildir. O kusurlu ânları, kusurlu insanları kusursuz bir biçimde çizmek ister. Dönemin başka ressamları ise kusursuz ânları, kusursuz insanları kusursuz biçimde çizmek ister. İnsanlara bir rahatsızlık vermek istemezler. Caravaggio'daysa durum tam tersinedir. Onun göglelendirmelerine bile baktığımızda ürkütücü bir şeyler görürürüz. Caravaggio'da ışık, sanki karanlığın değerini ön plana çıkarmak içindir ve ışık sanki sırf bu yüzden vardır.

Caravaggio'yu benden değil de bir sanat tarihçisinden okumak daha sağlıklı olacaktır. Onun yaşamını da ayrıca değerlendirmek gerekir. Sanata bu kadar dahil edilebilecek bir yaşam az bulunur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder